SADO-CAN EGLENCE DUNYASI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Custom T-Shirt Generator
Yeni Sayfa 1
PİNOKYO
İLE İLGİLİ SÖZLER
-Pinokyo
abi,
sen sünnet oldun mu?
-hayır.
-istersen bu konuda sana yardımcı olabilirim, dayım marangoz da …;;;;;;;.
Ehehe
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
-pinokyo,
okula gitcen
mi sen?
-yoo.
-hiç bişi
öğrenmeyecen
yani?
-hayır öğrenmicem,
oldu mu!
-odun geldin odun gitcen
yani, hehehe…;;;;;;;
-odunu görcen
şimdi sen, konuş konuş…;;;;;;;
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
-pinokyo,
en yalan söyleyince burnun uzuyo
de mi?
-ewet.
-peki doğruyu söyleyince neren
uzuyo?
Ehehehe…;;;;;;;
-olum bela mı arıyon
sen yaa!
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
-şşt,
baksana odun!
-kim ben mi?
-yok ben! Odun diyom
etrafa bakıyo
yaa,
sanki ormandayız anasını satiim.olum
senin kafada bi
tahta eksik galiba!
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
-pinokyo,
sen abızıtın
mı?
- ne?
-zzıt
tahtalıköy,
puhahaha…;;;;;;;…;;;;;;;..
-gül gül sen gül !
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
X -
heh,
geldim işte.çok beklettim mi ya?
Pinokyo
-iki satir bekliyoz
burda
yaw!
Y –;;;;;;; ewet
ya,
çocuk ağaç oldu burada, ehe
ehe…;;;;;;;
Pinokyo
–;;;;;;; sen konuş biraz daha konuş…;;;;;;;..
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
-pinokyo,
şu meşhur Truva
atı var ya,
o senin akrabanmış, ööle
diyolar…;;;;;;;
- o diyenleri bi
yakalarsam zaten onlarla akraba
olcam…;;;;;;;
-ehehe..
-Ne gülüyon
lan!
Pinokyonun
sevgilis
–;;;;;;; ne biçim kuklasın sen yaa,
tahtasın bi
yararın yok!ormandaki ağaçlar bile oksijen
veriyo
etrafa…;;;;;;;
Pinokyo
–;;;;;;; oksijen veririm ama kokar şimdi
boşver
Pinokyonun
sevgilisi –;;;;;;; pislik!
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Yeni Sayfa 1
ÖĞRENCİ SÖZLÜĞÜ
Atmak : Ders anlatmak
Asmak : Sözlü günü yapılan gezi
Cesur : Kopya çeken kimse
Çöp Kutusu : Basket potası
Dalga Geçme
: Ders dinleme
Disiplin : Öğretmenin kozu
Esnemek : Ders esnasında ortaya çıkan bulaşıcı hastalık
Felç : Karnenin alınmasıyla baş gösteren hastalık
Gardiyan : Nöbetçi öğretmen
Hastalık : Mazeret
Hayır Sever : Kopya veren
Okul : Hapishane
İnekleme : Çok ders çalışma
Karne : Loto
Kuponu
Şaşkın : Yeni öğrenci
Tebeşir : Cephane
Komedi : Yazılıların açıklanması
Veli : Ara karneden bile haberi olmayan gariban
Çıkış Zili : Can kurtaran
Sözlü : Ecel teri,mizan terazisi
Not Defteri : Loto
kağıdı
Öğrenci : Hilkat garibesi,zavallı
Öğretmen : Ahiret
sualcisi
Sınıf : Muhabbethane
Ödev : Angarya
Sınıf Geçmek
: Tahayyül
Sınıfta Kalmak : Küme düşmek
Teneffüs : Kudurma saati
Giriş Zili : Cenaze marşı
Masal : Anlatılan ders
Enflasyon : Notların öğretmen tarafından düşürülmesi
Devalüasyon : Öğretmenlerin kolay sorarak başarı oranını yükseltmeleri
Vaka-ı Vakvak
: İyi bekleyip düşük alan öğrencilerin sözleri
İstenmeyen Gün : Pazartesi
İstenen Gün : Cuma
En İyi Haber : Hoca Yok, ders boş, vallaha…;;;;;;
ILICA EFSANESİ
Apemeia krallarından biri giriştiği bahis üzerine o zamanın baş rahibi
ve kahinlerinden birisini görevlendiriyor ve halledememesi halinde gözlerinin
oyulacağını bildiriyor. Bahis konusu olan ılıca suyunun menba Çapalı (Avlokrene)
gölünden gelmesidir. Rahip suyun kaynağının Sandıklı kaplıcalarının bulunduğu
yer olarak söyleyince kral rahibin gözlerini oyduruyor. Bir zaman kral çok
pişman oluyor, vicdan azabı çekmeye başlıyor. Rahipten af dileyerek kendisine
ne gibi bir fedakarlık yapabileceğini soruyor. Rahip gözlerinin oyulmasına
sebep olan, bir gözyaşı gibi ılık akan bu kaynağa iki kemer yaptır ve benim
gözlerim bu pınarda ebediyen yaşasın diyerek istekte bulunuyor ve kral hemen
kemerleri yaptırıyor. Kesin tarih hakkında bilgi bulunamayan ılıca kemerleri
halen tarihini korumaktadır.
GELEİNE EFSANESİ
Gelenie kralı
Serkofos'un Ankasi'den doğma oğlu Meandır, bütün Frikya'yı egemenliği altına
almak için genel başkent Pessinüs şehrine savaş açtı; Savaş sırasında tanrılar
anası Kybele (Gübele)'ye yalvarır: "Savaşı kazanırsam beni bunun için
kutsayacak ilk kimseyi kurban edeceğim" diyerek adakta bulunur. Pessunüs
şehrini alarak Geleine'ye geri döndüğünde, kendisini karşılama töreninde ilk
olarak oğlu Arhelaos ile kızı ve annesi kutlamaya koşar. Kaderin acı cilvesi
ile ne yapacağını şaşıran Meandır sonunda delirerek şehrin altında akmakta
olan Anabenon ırmağına kendini atarak öldürür. Bu olaydan sonra ırmağın adına
Meandros (Menderes) adı verilir. Geleine halkı ve sonra onun yanınbaşında
kurulan Apameia halkı nehir ve su tanrısı olarak kutlar, adına kült ve
tapınaklar kurarlar. Meandros (Menderes) tanrısı havuz başlarında kolunun
altında devrilmiş bir testiden su akan, uzanmış yaşlı bir ihtiyar biçiminde
yapılan heykelleri, bütün Menderes nehri boylarındaki şehirlerde su ve nehir
tanrısı olarak kutlanmıştır.
MİDASIN KULAKLARI
M.Ö. kurulan Gelene
(Kalainai) adıyla kurulan ilçemizin yerindeki şehirde kral Midas yaşardı.
Marsiyas ismindeki bir genç pınarın (Suçıkan) etrafında dolaşırken bir flüt
bulmuştu. Ezelden de böyle bir flütünün olmasını isteyen Marsiyas böyle bir
flüte kavuşmanın sevincini yaşayarak gece gündüz hiç durmadan çalıştı,
sonunda çalmayı öğrendi.
Aslında bu flüt
tanrıça Athena'ya aitti. Athena flüt çalarken yüzünün çirkinleştiğini suyun
aksinden görünce flütü fırlatıp atmıştı. Marsiyas flütü çalmaya başladımı
dinleyenler nağmelerinden sarhoş oluyor ve nağmeleri tüm çevreye dağılıp
yayılmaya başlıyordu. Marsiyas sık sık konserler vermekteyken şöhreti kısa
sürede Frikya'ya yayılmıştı. Herkes onu dinlemeye akın ediyordu. Derken
şöhreti tanrı Apollon'un kulağına geldi. Apollon lir çalmakta usta idi,
kimse onunla yarışmaya cesaret bile edemezdi. Apollonkıskançlık duygusu ile
Marsiyas'ı halkın önünde yarışa davet etti. Yenen yenilene istediği cezayı
kesecekti. Yarışma yeşil çayırlarla süslüTMOLOS (Bozdağ) dağı eteklerinde
yapılacaktı. Üç kişilik jüri heyetine kral Midas başkanlık edecekti. Apollon
liriyle tanrısal havalar çalıyor sanat ve su perileri olan Müz'ler ona koro
halinde eşlik ediyordu. Marsiyas flüt çalmaya başlayınca ondan aşağı
kalmamıştı. Jüri heyeti bir türlü karara varamamış ve yarışma bu yüzden
uzamıştı.
Apolon şarkılar
söyleyerek lir çalmaya başladı. Marsiyas'ın ssi güzel değildi bu yüzden
yenik sayıldı. Fakat halk "Marsiyas Marsiyas" diye alkış tutuyordu. Kral
Midas da oyunu Marsiyas'a verdi.Apollon bu yüzden çılgına döndü. Marsiyas'ı
öldürdü, derisini yüzerek su kaynağındaki mağaraya astı. Bundan sonra bu su
kaynağına Marsiyas denildi. (Şimdiki Suçıkan kaynağı)
Sıra Kral Midas'a
geldi; Ona "Sen benim lirimin sesini dinlemekten acizsin o duymayan
kulakların büyüsün eşek kulağı gibi olsun" diyerek ceza verdi. Midas'ın
kulaklarıbüyüdü büyüdü ve eşek kulakları gibi oldu. Bundan utanan kral
başına özel bir külah yaptırdı. Bu sırada bunu yalnızca berberi biliyordu.
Onu da ölümle tehdit etmiş kimseye söylememesini emretmişti. Berber bu sırrı
uzun zaman sakladı ama dayanamadı. Birgün su kenarına gelerek düşündü,
bağırmak istedi, duyan olur diye korkarak bağıramadı. Bir su kenarına
giderek çukur açtı ve etrafına bakarak çukura eğildi: "Kral Midas'ın
kulakları eşek kulağı gibidir" diye seslsnerek çukuru kapattı ve oradan
uzaklaştı. Böylece sır taşımaktan kurtulmuş, biraz olsun rahatlamıştı. Gel
zaman git zaman bu çukurun bulunduğu yerlerde kamışlar çıktı, rüzgar estikçe
onlardan fısıltılar gelmeye başladı. "Kral Midas'ın kulakları eşek kulağı
gibidir" diye etrafa yayılıyordu. Gerçek böylece ortaya çıktı.
En azından 2500
yıllık Anadolu efsanesi böyledir. Bugün ilçemiz suçıkan kayalıklarında
gezenler. rüzgar estikçe sihirli flüt efsanesini hatırlarlar.
ASMALI YOL
EFSANESİ
Apemeia
krallarından birinin kızına Homa kralının oğlu talip olarak istiyor ve
nişanlanıyorlar. Düğün yapılması için Apemeia kralı bir şart koşuyor.
Kızının güneş altında gelin gitmemesi gölge altında gitmemesidir. Kral
bunu kabul ediyor ve Apemeia - Homa arasındaki yolun her iki tarafına da
asma diktirip kılavet yaptırıyor. Böylece gelini gölge altında götürüyor.
Hakikaten halen bu yolun geçtiği muhtelif yerler belirli olup: Örneğin
Yapağlı köyü ilerisinde üzüm asmalarına sık sık rastlanmaktadır. Ama
tabiki yıllar sonra çoğunluğu yozlaşıp yok olmuştur.
ANHOROS
EFSANESİ
Kral 3. Midas,
Gelene'de yerleştikten bir süre sonra şehirde büyük bir deprem ldu.
Depremde yarıklar açılarak sular fışkırmaya başlamış, kale önünde açık
şehir olan Gelene'yi sular kaplamış, evler sular içine gömülmüştü, bu
felaket üzerine 3. Midas tanrılara danışmak için Bbabailah tapınağına
gitmiş, kahinler "Kral en kıymetli şeyini yarığa atarsa sular çekilir"
demiş. Çok zengin olan Kral Midas hazinesindeki elmas ve altınlarını
atmış ama sular çekilmemiş. Bu töreni atı üzerinde yöneten oğlu Anhoros
kızarak atını yarığa doğru sürünce sular çekilmeye başlamış. Böylece
kral en değerli varlığının oğlu Prens Anhoros olduğunu anlamıştır. Kral
sular çekildikten sonra yarık üzerine Baba (Zevs Jupiter) ilah tanrısı
için altından bir mihrap yaptırmış ve şehri onartmıştır.
ALTUN MİDAS
EFSANESİ
Kral Midas,
zengin ve varlık içinde geçen yaşayışını süslemek için şarap tanrısı
Baküs (Dionizos) şenliklerini yurduna sokarak Baküs'ü sevindirmiş ve
ilahda onun kendisinden dilekte buluınmasını istemiş. Midas'da: "Her
dokunduğum altın olsun" diye dilekte bulunmuş, Baküs'de bunu
onaylamış. Midas neye dokunsa altın olmuş, sarayında altından başka
birşey kalmamış, kral sevinç içinde herşeyi altın yaparken küçük kızı
bahçeden getirdiği gülleri babasına vermiş ve babası bu gülleri
koklamak için eline aldığında acı hakikatı anlamış, çünkü güllerde
altın olmuş. Kral şaşırmış, yemek zamanı yemek yerken her eline aldığı
lokma altın oluyormuş, yemek dahi yiyemeyen Kral aç kalma korkusuyla
doğruca tapınağa gitmiş, tanrılara yalvarmış, sonra kahinler "Pakol
(Gediz) ırmağında yıkanarak bu işten kurtul" demişler ve kral bu
ırmakta yıkanarak kurtulmuş
Dinar Anadolu Öğretmen Lisesi
dinar anadolu
öğretmen lisesi bölümümüz açılmıştır
iyi vakitler geçirmeniz dileğiyle
Afyonkarahisar ilinin Dinar ilçesine bağlı dinar anadolu öğretmen lisesi 9/A
sınıfındaki SAİT TUZCU'ya ait olan bir sitedir
[www.sadoeglence.tr.gg]
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|